• Raptor & Orontez Underground Rap | Antakya (Forum) forumuna hoşgeldiniz.
 

[PAYLAŞIM] Komik Şeyler

Başlatan ah real monsters!, 07 Ağustos, 2007, 18:38:59 ÖS

« önceki - sonraki »

ah real monsters!

Uyuşturucu Bıraktırma

İki liseli genç uyuşturucu içerken yakalanmışlar ve Cuma günü mahkemeye çıkarılmışlar. Hakim - Bakın çocuklar daha çok gençsiniz size ikinci bir şans veriyorum. Hafta sonu elinizden geldiğince insanları uyuşturucudan vazgeçirin Pazartesi görüşelim.
Haftasonu geçmiş..
Hakim - Eee ne yaptınız anlatın bakalım..
1. Genç - Ben 17 kişiye uyuşturucuyu bıraktırdım..
Hakim - Çok güzel nasıl yaptın?
1. Genç - İki daire çizdim.. ( O o ) şeklinde ve birincisi uyuşturucudan önceki beyniniz ikincisi ise uyuşturudan sonraki beyniniz deyince inandılar..
Hakim - Güzel, inandırıcı.. Serbestsin.. Ya sen?
2. Genç - Ben 156 kişiye biraktırdım..
Hakim - Ho!?.. İnanılmaz, nasıl?
2. Genç - Bende iki daire çizdim ( o O ) şeklinde.. Birinci daire uyuşturucudan önceki kı*ınız ikincisi ise hapishaneden sonraki dedim..  :-[

;D

darkGİRL_17

RaP FOReVER!!!
ऐ๑..bAk yine başa döndü bu dünya yıne sona sardı aynı kaset bıktım!!

Bir hüzündür aldı yine yüreğimi, Gözlerim doldu ağladım zamansız.. Çıkmıyor aklımdan gözlerin! Sevgi doluydu, m

j_c_k

[rüzgar.. aşkımı kucağına alsa.. dağları tepeleri aşsa.. saçlarına ulaşsa..]

śάỵġı




[  j ċ к  ]

ah real monsters!

#3
O Zaman Niye B*ka Bastın?

Kekeme ile arkadaşı yolda yürüyorlarmış
-Kekeme: "Gö gö gördün mü?" demiş.
-Arkadaşı: "Neyi neyi?"demiş.
-Kekeme: "Gü gü güüüüzeeeeel kızı" demiş.
-Arkadaşı: " Nerde nerde?" demiş
-Kekeme: "O o ooo sen sen ba ba baka na ka ka kadar geeeeel di geeeeçdi" demiş
Neyse adam umursamamış yürümeye devam etmişler.
Kekeme yine "Gö gö gördün mü?" demiş.
-Arkadaşı: "Neyi neyi?" demiş.
-Kekeme: "Gü gü güzel a aa aarabayı" demiş.
-Arkadaşı: "Nerde be nerde?" demiş.
-Kekeme: "O o ooo sen sen ba ba baka na ka ka kadar geeeeel di geeeeçdi" demiş.
Kekemenin arkadaşı kızmaya başlamış. Kekeme anlatana kadar adam herşeyi kaçırıyormuş. Neyse 1-2-3 böyle devam etmiş.
Adam "Bu sefer alt da kalmamalıyım, kesinlikle önce davranmalıyım" diye düşünürken;
-Kekeme: "Gö gö gördün mü?" demiş.
Arkadaşıda görmediği halde "Gördüm lan, gördüm" demiş.
-Kekeme: "O oo ooo za za zamaaan nii niii niiiiyeee b*kkkaaa babaaastııın?" demiş.

:D

j_c_k

[rüzgar.. aşkımı kucağına alsa.. dağları tepeleri aşsa.. saçlarına ulaşsa..]

śάỵġı




[  j ċ к  ]

darkGİRL_17

RaP FOReVER!!!
ऐ๑..bAk yine başa döndü bu dünya yıne sona sardı aynı kaset bıktım!!

Bir hüzündür aldı yine yüreğimi, Gözlerim doldu ağladım zamansız.. Çıkmıyor aklımdan gözlerin! Sevgi doluydu, m

emel

#6
Rakı mı, Su mu?

(   Atatürk'ün en sevdiği hikayelerdenmiş. Arada kendi anlatır, arada
baskasına anlattırır, hep gülermiş. (F. R. ATAY)   )

Yeşilaycı bir profesör bir konferans veriyor. Bir ara dinleyicilere sormuş:

"Bir eşeğin önüne iki kova koysanız. Biri su dolu, biri rakı. Hangisini içer?"

Cevabı kendi veriyor: "Tabii suyu."

Gene bitirmiyor soruyor: "Neden?"

Arkadan bir bekri söz alıyor. Yüksek sesle cevaplıyor.

"Eşekliğinden."

Atatürk bu cevaba bayılıyor. Gülüyor, gülüyor.

Bir akşam Orman Çiftliği' nde yanında erkanı, açık havada oturuyorlar.

Rakılarını yudumluyorlar. Biraz ilerde 15-16 yaşlarında bir çiftçi

çocuk çalışıyor. Atatürk el edip, çağırıyor.

Soruyor: "Söyle çocuk: Bir eşeğin önüne iki kova koysan. Biri rakı
dolu, biri su. Hangisini içer?"

Anadolu tosunu yutkunuyor. Bakıyor. Gazi Paşa Hazretlerinin ve
yanındaki muhterem zevatın önünde rakı kadehleri. Devletin en
büyükleri... Esas vaziyetine geçiyor:

"Rakıyı kumandanım!"

Atatürk kahkahayı basıyor. Herkes şaşkın. Ata onlara dönüyor. Muzip:

"Aman beyler! Neden diye sormayın!"

:D

j_c_k

Atatürk zeki adam ..   :)
[rüzgar.. aşkımı kucağına alsa.. dağları tepeleri aşsa.. saçlarına ulaşsa..]

śάỵġı




[  j ċ к  ]

emel

#8
Peri ile Ormancı

Bir gün ormancının biri dalları nehrin üzerine sarkan ağacın
dallarını keserken baltasını suya düşürür.
"Aman tanrım" diye bağırdığında bir peri belirir ve
"Ne diye bağırıyorsun?" der.
Ormancı baltasını suya düşürdüğünü ve yaşamını sürdürebilmek için o baltaya ihtiyacı olduğunu söyler.
Peri suya dalar ve elinde bir altın balta ile tekrar belirir.
"Baltan bu muydu?" diye sorar. Ormancı "Hayır" diye cevaplar.
Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüş bir balta ile
tekrar belirir ve yine sorar.
"Baltan bu muydu? "Ormancı yine
"Hayır" diye cevaplar.
Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile
tekrar belirir ve yine sorar.
"Baltan bu muydu?" Ormancı "Evet" der.
Ormancının dürüstlüğü perinin çok hoşuna gider ve baltaların üçünü de kendisine verir.
Ormancı mutlu bir şekilde evine döner.
Bir zaman sonra ormancı eşiyle birlikte nehir boyunca yürürken
karısı suya düşer.
Ormancı "Aman tanrım" diye bağırır. Peri yine belirir ve sorar.
"Ne diye bağırıyorsun?" Ormancı
"Karım suya düştü" der.
Peri suya dalar ve Jennifer Lopez' le birlikte geri döner.
"Senin karın bu mu?" diye sorar. Ormancı "Evet" der.
Peri sinirlenmiştir. "Yalan söylüyorsun. Gerçek bu değil" der.
Ormancı "Özür dilerim peri, ortada bir yanlış anlaşılma söz konusu. Eğer Jennifer Lopez için hayır deseydim bu sefer Catherine Zeta-Jones ile geri dönecektin, o na da hayır deseydim karımla dönecek ve her üçünü de bana verecektin.
Ben fakir bir adamım ve üç karımın sorumluluğunu taşıyabilecek durumda değilim. Jennifer Lopez' e evet dememin sebebi budur.

;D

emel

#9
Kötü Haber Nasıl Verilir?

İstanbul'da üniversitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş;
- ''Baba, merhaba ben Lale''.
- ''Ooooo güzel kızım benim. N'abersin bakalim?''.
- ''Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla''.
- ''Hayırdır? Bi sorun mu var?''.
Kız ağlamaya başlar babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir;
- ''N'ooldu kızım? Anlatsana''.
- ''Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş''.
- ''Ne evi lan? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun''.
- ''Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı ya ben onunla evlendim''.
- ''İyi halt ettin, zilli neyse, artık yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın''.
- ''Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak
fotoğraflarımı internetten herkese yollayacakmış''.
- ''Püüh. Rezil... Çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?''.
- ''Ama babacığım O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir p***** yapacağını''.
- ''Peki olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı öğleden sonra Bankaya gidip çekersin sonra da
alıp yakarsın o kahrolası fotoğrafları''.
- ''Sağol baba Eee şey bi'de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var''.
Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur;
- ''Kürtaj mı? Bi'de hamile mi kaldın o çocuktan sen?''.
- ''Aslında ondan değil... Zenci bi çocuk vardı... Zaten o yüzden ayrılıyoruz ya''.
Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır;
- ''Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım nedir bu başımıza
gelenler okulu bitirir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını''.
- ''İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü''.
Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde
konuşmasını sürdürür;
- ''Okuldan mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli? Eh ulan sen hele bi gel buraya
ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmiycam sana ilk isteyenle de evlendiricem''.
- ''O iş zor be baba biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu
istiyorlar pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben''.
- ''Allahım, çıldıracağım bir de cinsel hastalıklar haaa... Kesin o zencidendir''.
- ''Çok pis arkadaşları vardı. Bilmem artık hangisinden kapmışımdır''.
Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir ancak hemen kendisini
toparlayıp tekrar telefonu alır.
- ''Hemen bu akşam dayını yolluyorum oraya seni alıp gelecek. Adresini ver bakim''.
- ''Mahmutpaşa Karakolu' ndayım gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında''.
- ''Karakol mu? Bi'de karakola mı düştün layyynnn? Ne yaptın?''.
- ''Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de
kokoreççi dükkanına girdim. Ama neyse'ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına
biraz para vermek gerekir sanırım.''
Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir
sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar;
- ''Babacığım sakın üzülme bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için
aramıştım''.
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır;
- ''Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun
senin...''

:D

j_c_k

biliordum ßunu biras itopya ama güzel... paylasım içn saol
[rüzgar.. aşkımı kucağına alsa.. dağları tepeleri aşsa.. saçlarına ulaşsa..]

śάỵġı




[  j ċ к  ]

darkGİRL_17

RaP FOReVER!!!
ऐ๑..bAk yine başa döndü bu dünya yıne sona sardı aynı kaset bıktım!!

Bir hüzündür aldı yine yüreğimi, Gözlerim doldu ağladım zamansız.. Çıkmıyor aklımdan gözlerin! Sevgi doluydu, m

j_c_k

aslında hiç havamda diilim ama aklıma gelmişken anlatim dedim..

hepsi 1 diye bir dizi var bilirsiniz ßelki bir sahnesine yemek yerken denk geldim tam..
3 tane salak kız var dizide.. işte plan felan yaparlarken aralarındaki muhabbet şu..

** bizimde sarkı söylememiz lazım
* evet aslında iyi fikir..
*** peki ne söylicezzz ¿!?
*hmmm ..
** mm buldum.. Aman  be hadi kalk kaynasalım kız şakkıdı şakkıdı oynasalım kız....
*** salakkk o Şakkıdıı diiill bi keree !!
** ne pekii??
*** Çankırıııı..
...
[rüzgar.. aşkımı kucağına alsa.. dağları tepeleri aşsa.. saçlarına ulaşsa..]

śάỵġı




[  j ċ к  ]

rap_4_peace

çok saçma 1 dizi olduu dialokdan belli
GERÇEKCİ OLUN--- İMKANSIZI İSTEYİN

Ernesto CHE* Guevara


ogrenci01

Bunlar Gerçektende Komik Şeyler :)

Predator

bu resmi ben çekmiştim =)

play station değildi play stion yazmışlar :D


Musical Otopsi / Antakya

www.myspace.com/musicalotopsi

∂υ∂υ

muhabir soruyormuş:
-kocanız eve gelmese ne yaparsınız?

italyan:korkarım
fransız:boşanırım
ingiliz: ondan şüphelenirim
türk:benim kocam yapmaz 

:D
Hayat işte bu dedirten gülüşün var senin.İçimi ısıtan gözlerin..

∂υ∂υ

Temel ile Fadime çay bahçesinde buluşacaklardır. Fadime çay bahçesine gider ve Temel'i beklemeye başlar. 1 saat geçmesine rağmen Temel gelmemiştir. Buluşma saatlerini yanlış anlamış olabileceği şüphesine kapılan Fadime, Temel'e mesaj gönderir:
"Temel ben çay bahçesinde seni bekliyorum. Saat kaçta buluşacaktık. Beni arar mısın?"
Çok zaman geçmeden Temel'den cevap gelir:
"Fadime son kontörümle sana mesaj çekiyorum. Kaçta sözleştiğimizi arayıp söyleyemeyecem!

:P
Hayat işte bu dedirten gülüşün var senin.İçimi ısıtan gözlerin..

Bahtek

 ;D ;D ;D ;D ;D

Adamın biri çölde giderken devesini kaybetmiş. Perişan bir halde giderken bir galeri görmüş ve ordan deve satın almış. Satın aldığı adama
"Bu deve nasıl gider? Nasıl durar?" diye sormuş. Adam
"Oh be diyince gider; Allah'ım sen beni kurtar diyince durur demiş." Alıcı deveyi almış ve
"Oh be" diyerek koyulmuş yola. Hemen 1-2 dakka sonra karşısına bir uçurum çıkmış. Adam deveyi nasıl durduracağını unutmuş. Tam uçurumun eşiğindeyken adam
"Allah'ım sen beni kurtar." demiş. Bu söz üzerine deve durmuş ve adam hemen arkasından
"Oh be" demiş.

;D ;D ;D ;D ;D